ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin yakında Çin'deki hassas teknolojilere giden yatırımları engelleyecek bir yürütme emrini açıklaması bekleniyor. Emrin amacı, ABD sermayesinin ve uzmanlığının Çin ordusunu modernize edecek ve ABD ulusal güvenliğini tehdit edecek teknolojilerin geliştirilmesine yardımcı olmasını engellemektir. Ancak bu kararnameler, küresel bir finans merkezi olarak ABD'ye zarar verecek, ikili ilişkileri daha da kötüleştirecek ve dünya çapındaki tedarik zinciri üzerinde baskı oluşturacaktır.
Yeni başlayanlar için, bu sektörlerin (özellikle yarı iletkenler, kuantum hesaplama ve yapay zekâ) Çin ekonomisinde hızla büyüyen sektörler olduğu söylenmelidir. Böylesine bir hamle Amerikalı yatırımcıları günümüzün en dinamik sektörlerinden birinin dışında bırakırken insanları paralarını özgürce yatırım yapabilecekleri yeni finans merkezlerine taşımaya teşvik edecektir.
ABD FİNANS AVANTAJINI KAYBEDİYOR
Yaklaşık iki yıl önce aynı zamanlarda Biden, Çin ordusuyla bağları nedeniyle ulusal güvenlik tehdidi olarak gördüğü 59 Çinli şirketi kanıt olmaksızın kara listeye alan bir yürütme emrini açıkladı. Eski Hazine Bakanı Hank Paulson, S&P Dow Jones Endekslerinin ABD eski Başkanının benzer bir idari emrinin ardından bazı Çinli şirketleri endeks ürünlerinden kaldırmasından bir gün önce, 9 Aralık 2020'de Wall Street Journal için yayınlanan bir köşe yazısında bu noktaya değindi. Donald Trump, Amerika'nın mali liderliğinin 'dışarıdan gelen şiddetli rekabet ve içeride dar görüşlü ve ters tepen politikalar tarafından giderek daha fazla meydan okuduğunu' söyledi.
ABD'nin bir finans merkezi olarak en önemli avantajlarından biri, diğer birçok ülkenin politikalarının aksine, sermayenin herhangi bir koşul olmaksızın ülkeye girip çıkabilmesidir. ABD'nin sermaye kaçışı açısından korkacak çok az şeyi vardı çünkü sonuçta ABD dünyanın en büyük ekonomisiydi (ve hala öyle), rekabet üzerinde ciddi bir teknolojik üstünlüğe sahipti ve küresel güvenlik durumu üzerinde tek taraflı küresel hegemonyasını sürdürüyordu. Tüm bu avantajlar şimdi Washington yönetimi tarafından çarçur ediliyor.
WASHINGTON'A ZOR SORU
ABD’den gelen yaptırımların küresel kalkınmaya zarar vermesi sürpriz olmayacaktır. Bu noktada yapay zeka örneği hatırlanmalıdır. 2022'de Çinli araştırmacılar, yapay zekâ konusunda ABD'li araştırmacıların üç katı kadar makale yayınladı; AI araştırmasında en çok alıntı yapılan ilk yüzde 1'lik dilimde, Çinli makalelerin sayısı ABD'deki makalelerin sayısını 2'ye 1 oranında geride bıraktı. Sektöre böylesine katkıda bulunan Çin’in dışlanması kime fayda getirir?
Çin, Amerikan sermayesinin varlığına bakılmaksızın bu kritik sektörlerde gelişmeye devam edecektir. Soru, bu değil. Washington için önemli soru şu olmalı: Bu yatırım kısıtlamaları Amerika'ya zarar verecek mi, vermeyecek mi? Bunun cevabı büyük olasılıkla evet.
Editörün notu: CGTN'de güncel olaylar üzerine özel bir yorumcu olan Bradley Blankenship, Prag'da yaşayan Amerikalı bir gazeteci, siyasi analist ve serbest muhabirdir.