Çin-Almanya Üst Düzey Mali Diyalog Toplantısı 1 Ekim 2023'te Almanya'nın Frankfurt kentinde gerçekleştirildi. Diyaloga Çin Başbakan Yardımcısı He Lifeng ve Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner eş başkanlık yaptı. Covid-19 salgınından etkilenen bu diyalog mekanizması dört yıl süreyle askıya alınmıştı. Toplantının ardından Çin ve Almanya ortak bir bildiri yayınlayarak finansal alanda iş birliğini güçlendirme ve adil rekabete dayalı iki yönlü piyasa açılımını genişletme konusunda anlaştılar. Bu diyalog sırasında toplam 25 fikir birliğine varıldı; bunlardan üçü özellikle dikkate değerdir.
Her şeyden önce Çin ve Almanya, küresel tedarik zincirlerinin güvenliğini sağlamaya kararlı. ABD'nin Çin'e yönelik politikasından etkilenen Çin ile 'bağları ayırma ve bağları koparma' teorisi son dönemde AB'de giderek daha popüler hale geldi. Bu diyalog Çin-Almanya işbirliğinin genişletilmesine yönelik olumlu bir sinyal verdi. Ortak açıklamada Çin ve Almanya, dünya ekonomisinin sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümesini teşvik etmeyi ve küresel tedarik zincirinin güvenliğini ve sorunsuz akışını sağlamayı taahhüt etti.
ÇİN ALMANYA’NIN EN ÖNEMLİ TİCARİ ORTAĞI
İkili ilişkilerinde pek çok zorluk yaşanmasına rağmen hem Çin hem de Almanya'nın ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi konusunda hâlâ yüksek beklentileri var. Çin ve Almanya birbirlerinin vazgeçilmez ve önemli ticaret ortaklarıdır ve her iki taraf da sanayi, tedarik zinciri ve tüketici pazarında oldukça tamamlayıcıdır. 'Ayrılma ve bağlantıların kopması' teorisinin, Alman şirketlerinin Çin'deki yatırımları ve ticareti üzerinde önemli bir etkisi olmadı. Alman Federal İstatistik Ofisi'ne göre Çin, 2022'de üst üste yedinci kez Almanya'nın en önemli ticaret ortağı oldu.
Bu yılın temmuz ayının sonunda düzenlenen dokuzuncu Çin-Fransa Yüksek Düzeyli Ekonomik ve Mali Diyalogunda, Fransa Ekonomi ve Maliye Bakanı Bruno Le Maire de Fransa'nın Çin'den 'ayrılma' istemediğini açıkça ortaya koydu. Sözde 'risk azaltma' sadece bir kavramdır ve Çin'in risk oluşturduğu anlamına gelmez.
ÇİN-AB TİCARETİNDE İKİ YENİ SORUN
İkincisi, Çin ve Almanya ticari korumacılığa karşı çıkmaya kararlılar. Ortak açıklamada Çin ve Almanya, açık dünya ekonomisine, çok taraflılığa ve adil ve ayrımcı olmayan bir pazar ortamı yaratmaya olan bağlılıklarını yinelediler. Çin ve Almanya elbette küresel serbest ticaretten yararlanıyor. Ticari korumacılığın yeniden canlandığı bir dönemde Çin-Almanya iş birliği büyük önem taşıyor.
Çin-AB ticaretinde şu anda iki yeni sorun ortaya çıkıyor: Birincisi, Avrupa Komisyonu Çin'in elektrikli araçlarına yönelik soruşturma başlatacağını duyurdu. AB'nin hamlesi, Avrupa'nın geleneksel avantajlı endüstrilerini korumayı ve Çin'den gelen güçlü rekabeti engellemeyi amaçlıyor. Bu konuda AB içinde farklı çıkarlar var. Çin, Alman otomobil endüstrisi için önemli bir pazar. Avrupa, Çin'in elektrikli araçlarına yönelik kısıtlayıcı önlemler alırsa, Çin de kaçınılmaz olarak karşı önlemler alacak ve Alman otomobil ihracatı da bundan etkilenecek. Fransız ve İtalyan otomobil üreticileri Çin pazarında küçük bir paya sahip ve nispeten daha az etkilenecekler. Elektrikli araçlar Çin-AB ticaret anlaşmazlıklarının yeni odağı haline gelebilir.
İkincisi, Çin'in lityum iyon pil ihracatına yeni engeller oluşturabilecek AB Pil ve Atık Pil Düzenlemeleri Şubat 2024'te uygulamaya konacak. AB, Çin'in lityum pilleri için önemli bir ihracat pazarıdır. Yenilenebilir enerjiyi teşvik etme sürecinde, Avrupa'nın enerji depolamanın etkili yollarına ihtiyacı var ve lityum iyon pillere olan talep gelecekte de güçlü bir büyümeyi sürdürecek. Karşılıklı bağımlılık ekonomik küreselleşmenin kaçınılmaz sonucudur. Tedarik zinciri güvenliğinin sağlanmasına, bağlayıcı ticari korumacı politikalar formüle eden AB teknokratları yerine işletmelerin kendileri tarafından karar verilmelidir.
ALMAN ŞİRKETLERİ İYİMSERLİĞİ KORUYOR
Diyaloğun üçüncü vurgusu, Çin ve Almanya'nın ticaret ve yatırım iş birliğini derinleştirmeye kararlı olmalarıdır. Ortak açıklamada, ekonomik iş birliğinin Çin ve Almanya için faydalı olduğu, ikili ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesinin tamamlayıcı avantajlar elde edilmesine yardımcı olacağı belirtildi. Hem He Lifeng hem de Lindner birbirlerinin ülkelerine yatırımın artırılmasını savunuyor. Almanya'nın Çin'e yönelik politika düzenlemelerinden etkilenen Çinli şirketlerin Almanya'daki altyapı projelerine yatırımları 2022'de olumsuzluklarla karşılaştı. Buna bağlı olarak Almanya'nın Çin'deki yatırımları 2022'de önemli ölçüde arttı ve 2023'ün ilk yarısında da yüksek seviyede kalmaya devam ediyor. Yeşiller Partisi liderliğindeki Dışişleri ve Ekonomik İşler Bakanlığı, Çin'e bağımlılığın azaltılması yönünde yüksek profilli çağrılarda bulundu. Alman şirketleri Çin pazarına ilişkin hâlâ iyimser. Almanya ve Çin, birbirlerinin pazar erişimini genişletmek ve bunun önündeki engelleri kaldırmak istiyor.
Brexit, Frankfurt'un küresel bir finans merkezi olarak konumunu güçlendirme fırsatı sağladı. Alman tarafı, Frankfurt'un Avrupa bankacılık merkezi ve Çin bankalarının AB'deki 'merkez' konumunu güçlendirmek amacıyla finans diyaloğunun Berlin yerine Frankfurt'ta yapılmasını ayarladı. Diyalog sırasında He Lifeng ve Lindner de Çin-Almanya Mali Yuvarlak Masa Toplantısına katıldı.
EN BÜYÜK ZORLUK: BELİRSİZLİK
Çin-Almanya üst düzey mali diyalog mekanizması, Çin ve Almanya'nın mali alandaki stratejik, genel ve uzun vadeli konularda ikili iletişim ve politika koordinasyonu gerçekleştirmesi için önemli bir platformdur. Çin ve Almanya'nın son zamanlarda birçok üst düzey ziyaret ve diyalog gerçekleştirdiğini belirtmekte fayda var: Nisan 2023'te Çin-Almanya Diplomasi ve Güvenlik Stratejik Diyalogunun altıncı turu Beijing'de düzenlendi. Haziran 2023'te Çin Başbakanı Li Qiang, Almanya'yı ziyaret etti ve Çin-Almanya hükümet istişarelerinin yedinci turuna Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ile birlikte başkanlık etti. Eylül 2023'te dördüncü Çin-Almanya üst düzey güvenlik diyaloğu Berlin'de düzenlendi. Çin ve Almanya, 2024 yılında Çin-Almanya mali iş birliğinin son 40 yıldaki sürecini ve sonuçlarını gözden geçirmek üzere Beijing'de bir Çin-Almanya Mali İş birliği Diyalog Forumu düzenleyecek.
Büyük güç rekabeti ve jeopolitik oyunların getirdiği belirsizliklerle nasıl başa çıkılacağı, şu anda Çin-Almanya ilişkilerinin karşı karşıya olduğu en büyük zorluktur. Diyalog ve iletişim, karşılıklı siyasi güveni artırmaya ve anlaşmazlıkların ve çatışmaların çözülmesine yardımcı olacaktır.
Editörün notu: CGTN'nin güncel olaylar üzerine özel yorumcusu olan Liu Lirong, Fudan Üniversitesi Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü'nde doçenttir. Makale yazarın görüşlerini yansıtmakta olup CGTN'nin görüşlerini yansıtmamaktadır.